NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
النُّفَيْلِيُّ
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ
بْنُ
سَلَمَةَ
حَدَّثَنَا
مُحَمَّدُ
بْنُ إِسْحَقَ
ح و
حَدَّثَنَا
مُحَمَّدُ
بْنُ الْمِنْهَالِ
حَدَّثَنَا
يَزِيدُ بْنُ
زُرَيْعٍ
عَنْ ابْنِ
إِسْحَقَ
الْمَعْنَى
قَالَ قَالَ
عَبْدُ
اللَّهِ
يَعْنِي
ابْنَ أَبِي نَجِيحٍ
حَدَّثَنِي
مُجَاهِدٌ
عَنْ ابْنِ عَبَّاسٍ
أَنَّ
رَسُولَ
اللَّهِ
صَلَّى اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
أَهْدَى
عَامَ
الْحُدَيْبِيَةِ
فِي هَدَايَا
رَسُولِ
اللَّهِ
صَلَّى اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
جَمَلًا
كَانَ لِأَبِي
جَهْلٍ فِي
رَأْسِهِ
بُرَةُ
فِضَّةٍ قَالَ
ابْنُ
مِنْهَالٍ
بُرَةٌ مِنْ
ذَهَبٍ زَادَ
النُّفَيْلِيُّ
يَغِيظُ
بِذَلِكَ الْمُشْرِكِينَ
İbn Abbâs'dan rivayet
edildiğine göre,
Resûlullah (s.a.v.)
Hudeybiye yılında, hac kurbanları arasında bir de, Ebû Cehl'e ait olan ve
başında gümüşten bir halka bulunan kurbanlık bir deve gönderdi.
(Bu hadisin diğer
râvisi) İbn Minhâl (bu cümleyi) "altından bir halka" diye nakletti.
Nüfeylî' (buna bir de) "müşrikleri bununla öfkelendiriyordu."
(cümlesini) ilâve etti.
İzah:
ibn Mâce, menâsik
Hudeybiye, Harem
sınırlan dışında, Mekke'nin kuzey-batısında ve Mekke'ye 15 kilometre uzaklıkta bir
yerdir. Hicret'in altıncı senesinde müslümanlarla müşrikler arasında yapılan Hudeybiye
sulhu burada akdedilmiştir. O sene Nebi (s.a.v.) bir ağacın altında bütün
sahâbilerinden ölünceye kadar savaşmak üzere söz aldı. Bu söze
"Bey'atü'r-rıdvân" adı verilir. Bu mevzu ile ilgili hadisler
"cihâd" bölümünün 168 numaralı babında gelecektir.
Metinde geçen
"hedy" hacda kesilen kurban demektir. Hedy vâcib olan temettü' ve
Kıran haccı kurbanları yanında, nafile, ceza ve keffaret olarak kesilen
kurbanları da içine alır. Kurbanda aranan şartlar hedyde de aranır. Hanefî
mezhebine göre en az bir yaşındaki koyun ile altı ayını doldurup bir yaşındaki
koyun gibi görünen toklu ve beş yaşını tamamlamış deve ile iki yaşım bitirmiş
sığırlardan olur. Bunların erkek veya dişi olmaları fark etmez. Bezlu'l-mechûd
sahibinin beyânına göre: "Bu hadis-i şerif hedyin sadece dişi develerden
olmasını şart koşan" Şafiî (r.a.)'ın aleyhine ve hedyin hem erkek hem de
dişi hayvanlardan olabileceğini söyleyen İmâm Mâlik'in ve Hanefîlerin lehine
bir delildir. Hedyin her çeşidi Mekke'de kesilir. Ceza ve kefaret için
kesilenler hariç, diğer hedy kurbanlarının etinden kesen de yiyebilir.
Hadis-i şerifte söz
konusu edilen Ebû Cehl'e ait deve Bedr Muharebe-si'nde ganimet olarak
müslümanların eline geçmiş ve ganimetlerin taksimi neticesinde Resûl-i Ekrem'in
payına düşmüştü. Her ne kadar metinde bu devenin başında gümüşten bir halka
bulunduğu ifade ediliyorsa da kül-cüz alakasıyla mecazen bu halkanın burnunda
takılı olduğu ifade edilmek istenbiştir.
Bu deveyi kurbanlık
olarak Resûl-i Ekrem'in Veda Haccı'nda göndermiş olduğuna dair Tirmizî'den bir
rivayet varsa da, Ebu Davud'un bu haberi Tirmizi'nin rivayetine tercih
edilmiştir.
Müşriklerin bu deveyi
görünce kızmalarının sebebi kendilerine Bedr Savaşındaki yenilgilerini
hatırlatmasıdır.